Alaplı; doğanın, beşeri kültürün, tarihin, bütün ihtişamı ve saflığıyla misafirlerini karşılayan bir ilçemizdir. Karadeniz Ereğli ile Akçakoca ilçeleri arasında adeta gerdanlık köprü gibi duran Alaplı’nın dününden bugününe tarihin içinde keyifli bir yolculuğuna çıkabilirsiniz..
Ne tarafa baksanız huzur ve yaşam dolu, gezdikçe gördükçe yaşanan, kardeşçe paylaşılan bir ilçelerimizden biridir. Deniziyle, doğasıyla göz kamaştırır, limanda girip çıkan balıkçı tekneleri ve olta balıkçılığı yapan vatandaşlar eşsiz gülümsemeleriyle selamlar herkesi. Bir yandan da martıların çığlıkları konuksever Alaplı’yı anlatır. Kurulduğunda küçük bir balıkçı kasabası olan Alaplı’ya artık günümüzde her gün onlarca balıkçı gemisinin yanaştığı bir liman olmuştur. Huzurlu vatandaşlarıyla dolup taşan Alaplı sahil kordonundan yürüyüş parkurunda yürüyerek serinleten şelalelerin ve Atatürk Anıtı’nın önünden geçip şehir merkezinden iskeleye kadar keyifli bir gezi yapabilirsiniz.
İncivezaltı, Alaplı Belediye Plajı serinlemek için denize girecekler olanları bekler. Dağ eteklerine kurulmuş yemyeşil bir vadi olan Alaplı’da, şehir merkezi birbirine bitişik binalardan oluşmaktadır. Az da olsa Rumlardan kalan iş yerleri dikkat çeker.
Temiz havası ile baş döndüren Gümeli, Bölüklü ve Bacaklı yaylalarının eteklerinde anıt ağaçlar bulunur. Ülkemizin en yaşlı ağacı olan “Porsuk Ağacı” da buradadır. Muhteşem doğanın yarattığı, eşsiz bir hazine olan eski çağlardan bugüne ayakta kalmayı başaran 4 bin 115 yaşında olan anıt ağaçlar ve tabiat anıtı bu güzel yöreyi süsleyen simgelerdendir. Ağaçlar arasından akan şelale şırıltılarının kuş seslerine karıştığı patika yolda, keçiler ve koyunların eşliğinde yürüyerek Türkiye’nin en yaşlı porsuk ağaçlarına ulaşabilirsiniz.
Alaplılı kadınların kendi elleriyle yetiştirdikleri ve tamamen doğal olan meyve, sebze ve süt ürünleri Tarihi Kadınlar Pazarı’nda 250 yıldır halka sunuluyor.1800’lü yıllardan bugüne kadar süregelen gelenek, Alaplı’da emeğiyle çalışan kadınlar tarafından taze yeşillikleri satarak sürdürülmektedir.
İlçenin en eski tarihi camisi ve hatta en eski binası olan Alaplı Merkez Camii 1812 yılında yapılmıştır. Alaplı Merkez Camii ile geçmişin sesi her gün kulaklarda yankılanır, ilçenin tarihi dokusunu yeniden canlanır.
Tarihinin yanı sına uçsuz bucaksız ormanların ortasında akan şelale de ilçenin güzelliğine ayrı bir güzellik katar. Yeniköy Şelalesi, adeta denize ve dağlara serpilmiş inci tanesi gibi güzelliğe sahiptir. Alaplı’daki önemli duraklardan birisi de Boğsar’dadır. Yeniköy’de bulunan bir diğer doğa harikası olan bu yerin, Alaplı’da ilk yerleşimin kurulduğu bölgelerden olduğu bilinir. Halk arasında Fatma Kalesi olarak bilinen bu yerde hala sırrı çözülemeyen mağaralar da vardır.
Tarihi Alaplı Evlerinden oluşan konaklarda, çevreye Selçuklu ve Osmanlı motiflerini sergilemektedir. Bu tarihi konaklar bir anlamda, insanın ve mekânın yolculuğunu anlatır. Filmlere, türkülere ev sahipliği yapmış, derin bir kültürün ürünü, Alaplı’nın bir başka taşınmaz kültür mirası olarak dikkat çeken konaklar; gelenekler dokunun yaşatıldığı, yöresel mimarinin en güzel örneğini sunar.
Orman içinde gizlenmiş bir köyde, tarih kokan duvarlarıyla babadan oğula geçen değirmencilik mesleği yöre halkının geçim kaynağı olmuştur. Ürettikleri tamamıyla el becerisi ve insan gücüne dayanır. Parmakla gösterilecek bu meslekte 70 yılını devirmiş ustalar, günümüzde unutulmaya yüz tutmuş geleneği yani, su değirmeniyle çalışan çarkları elinde mısır ve buğdayıyla gelen çiftçilerin ekmeği, aşı olur. Bu değirmenler unutulmuş meslekler arasında tarihe adeta meydan okur. Alaplı’nın en eski değirmeni İsafakıhlı Değirmeni, cumhuriyet öncesi dönemlere ait.
Bereketli topraklarında yetişen güzel ürünlerle yapılan hepsi birbirinden lezzetli yemekler Karadeniz sofralarını şenlendirir. Karedeniz mutfağının zenginliği içinde, bu ilçenin marifetli kadınlarının elinden çıkan yemekler de benzersiz bir lezzet şenliği sunar. Hünerli kadınlarımız ile hayat bulan bir diğer değerimiz de Alaplı kültürünün vazgeçilmez unsurlarından biri olan Çekmen Bezidir. Alaplı’lı kadınlar tarafından ilmik ilmik işlenirken özellikle köylerde yeniden yaşam bulan güzellikler arasına girer. Hayattan bir parça sunan mobilyacılar, nalbantlar gibi zanaatkarların elinden çıkan her ürün adeta bir sanat eseri gibidir.
İlçe ekonomisinin belkemiklerinden biri fındıktır. Bu bereketli topraklarda asırlardır fındık üretimi yapılır. Her yıl ağustos ayında Alaplı’lı fındık üreticisinin yüreğinde bir umut olur, dünyanın dört bir yanına fındık yüklü tırlar gönderirler. Bunun yanında Alaplı, kestanenin ve acı balın da önemli adresidir. Tabiattaki gizemli şifanın doğadaki özü bu arıların ürettiği balda gizlidir.
ALAPLI TARİHİ
Alaplı’daki yerleşimin M.S. olduğu yazılı kaynaklar incelendiğinde ortaya çıkmaktadır. Tarih kitaplarına göre Alaplı’nın ilk sakinleri Henetler’dir. Daha sonra bölge, Biritanya’lılar, Frikya’lılar, Yunan’lılar, Pers’ler, Romalı’lar, Selçuklular ve Osmalıların hakimiyetine girmiştir. Alaplı’nın yakın tarihinde önde gelen kişilerinden olan Yazıcı Zade Hacı Hüseyin Bey tarafından idare edildiğini Takvim-i Vekayi, 7 Zilhicce 1267 s. görmekteyiz. Alaplı o zamanlar Kastamonu Vilayeti, Bolu Sancağı Kazası durumundadır. Osmanlı döneminde Topkapı Sarayı ve Eski Saray Alaplı odunu ile ısınıyordu. Osmanlı Deniz Donanması’nın gemileri Alaplı’ da bulunan Orhan Dağları ve bu sıradağa bağlı dağlardan kesilen odunlardan yapılmıştır.Orhan Dağları ve bu sıradağa bağlı dağlardan kesilen odunlar, arabalar ve su yolu ile Alaplıya indirilmiş ve burada kereste ve odunluk olarak ayrılmış. Bunların büyük bir kısmı deniz yolu ile Istanbul’ a nakledilmiş. Alaplı merkezde geçmişte Rum ve Ermenilerin yaşadığı bilinir. Müslüman ve yerli halk buraya Alaplı derken , Rumlar Alaplı’yı Samakol olarak adlandırmışlardır. Ermeniler sanatkarlıkla uğraşırken, Rumlar’da bölgede ticaretle uğraşmışlardır. Çevreye Selçuklular ve Osmanlıların sonrası ışık tutmaktadır. Alaplı’ya bağlı köylerin isimleri, Osmanlı Ordusu’nda ki çavuşların, sanatkarların, imamlar ve şeyhlerin adlarıyla anılır. Alaplı adı tarih içinde degişik şekillerde geçmektedir. Osmanlı Padişahı Orhan Bey’in komutanlarından Ali Alp den geldiği üzerinde eğilimler çoğalır. Alaplı’ya yakın olan Akçakoca, Karamürsel, Konuralp bölgelerinin ismlerinin de Orhan Beyin komutanlarından olan kişilerin isimlerinden geldiği bilinmektedir. Bu komutanlar Osman Beyin oğlu Orhan Bey’in emriyle Sakarya, Düzce, Akçakoca ve Alaplı bölgelerini Osmanlı beyliğine katmışlardır. Bu nedenle Alaplı isminin Ali Alp dan gelme ihtimali oldukça yüksektir. Osmanlı topraklarına katılan Alaplı bölgesine yerleştirilen Türk boylarının kadınları, kırsal alanda çifçilik yapmışlar, yetişdirdikleri meyve ve sebzeleri Alaplı’nın içinde oturan Ermeni ve Rum’lara satmışlardır. Günümüzde ‘Kadınlar Pazarı’ geleneği sürmektedir. Alaplı 1927 de nahiye, 1987 yılında İlçe olmuştur.
ALAPLI BELEDİYE BAŞKANI NURİ TEKİN’İN ÖZGEÇMİŞİ;
1967 yılında Alaplı ‘da doğan Nuri Tekin, İlk orta ve Lise öğrenimini Alaplı’da tamamladı. 1994 yılında Cumhuriyet Halk Partisi Alaplı Gençlik Kollarında siyasi hayatına başlayan Tekin, CHP Alaplı İlçe Başkanlığının çeşitli kademelerinde görev aldı. 2 dönem CHP Alaplı İlçe Başkanlığı, 2 dönem Belediye Meclis üyeliği,2 dönem Alaplı Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı, çok sayıda Sivil Toplum Kuruluşu ve Spor Kulüplerinde görev aldı. Aynı zamanda ticaretle de uğraşmaktadır. 30 Mart 2014 Mahalli İdareler Seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi’nden Belediye Başkan adayı olmuş ve yapılan seçimler sonucunda Belediye Başkanlığı görevine seçilmiştir. 5 yıl boyunca birçok projeyi hayata geçiren Tekin, önemli hizmetlere imza atmıştır. 2019 yılı Mart ayında yapılan Mahalli İdareler Seçimlerinde halkın teveccühü ve rekor oy oranıyla 2 kez Alaplı Belediye Başkanı seçilen Tekin, evli ve 3 çocuk babasıdır.
ALAPLI BELEDİYESİ İLETİŞİM
Belediyemiz 1966 yılında kurulmuştur.
Adres: T.C. Alaplı Belediyesi
Merkez, İskele Cd. No:27, 67850 Alaplı
Telefon;
(0372) 378 0 444
E-Posta
baskan@alapli.bel.tr
www.alapli.bel.tr