Gezelim Görelim Köşesi’nde bu sayımızda, Zonguldak’ın en önemli doğal güzelliklerinden olan mağaraları konu edindik. Bir doğa güzelliği olarak mağaralar; geçmişte insanoğlunun ilk doğal barınakları olması yanında, günümüzde azalmakla birlikte yiyeceklerin saklandığı soğuk hava deposu, askeri amaçlı sığınak ve korunak olarak kullanılmıştır. Bunun yanında solunum yolu hastalıkları için birer tedavi yeri olarak da bilinen mağaralar, birçok bilimsel araştırma için eşsiz bir saha, sarkıt, dikit ve sütun gibi doğal güzellikleri ile de birer turistik merkez özelliği taşımaktadırlar.
İyi eriyebilen kireçtaşı alanları genişliği ve mağara gelişimine uygun şartların olmasından dolayı ülkemiz de çok sayıda aktif mağara bulunmaktadır. Yapılan araştırmalar ile de bu sayının 35-40 bin arasında olduğu bilinmektedir.
Zonguldak ilinde kireçtaşı formasyonlarının geniş alanlara yayılması, yörenin mağara oluşumları bakımından zengin bir potansiyele sahip olmasında etkili olmuş. Bunun sonucunda yapılan araştırmalarla, ilimizde çok sayıda mağaraya sahip olduğumuz tespit edilmiş. Bunların on dokuzu turistik nitelik taşırken, Zonguldak merkezinde bulunan Gökgöl Mağarası ile Kdz. Ereğli ilçesinde bulunan Cehennemağzı Mağaraları aydınlatma ve gezi yolları yapılarak ziyarete açılmıştır.
Zonguldak’ta bulunan mağaraların hemen hemen tümü aktiftir. Bu mağaraların içinde eşsiz güzellikte dikit, sarkıt ve traverten gibi jeolojik oluşumların yanı sıra, akarsu ya da göl gibi sulara da rastlanmaktadır.
Gökgöl Mağarası
Hem büyüklüğü hem de eşsiz güzelliğiyle, Zonguldak’ta gezilecek yerlerin başında gelmesi gereken bir yer Gökgöl Marağası. Uzunluğu 3 bin 350 metre olan bu mağara aynı zamanda Türkiye’nin en uzun onuncu mağarası olma özelliği taşıyor. Zonguldak merkezine oldukça yakın bir konumda olması da ulaşımı kolay kılıyor. İlk olarak 2001 yılında hizmete açılan Gökgöl Mağarası, Zonguldak’ta en çok dikkat çeken doğal güzellikler arasında yer alıyor ve her yıl binlerce turiste ziyaret imkanı sunuyor. Çoğu ziyaretçinin tedavi amacıyla buraya geldiğini belirterek, mağara içindeki sıcaklığın ve nem oranının çok fazla değişmemesinden dolayı, mikro klima özelliğinin astım hastalarına iyi geldiğini ekleyelim.
Büyük Çöküntü Salonu, Fosil Giriş, Astım Salonu, Harikalar Salonu ve Mucizeler Salonu ile birçok kattan oluşan mağarada, 875 metrelik yürüyüş yolu yer alıyor. Yağışlı dönemlerde debisi artan bir yer altı deresine sahip olan Gökgöl Mağarası’nda, aynı zamanda sarkıtlar, dikitler ve bunların birleşmesinden meydana gelen sütunlar da bulunuyor. Bunun yanı sıra damlataşları, makarna sarkıtlar, mağara gülleri, mağara iğneleri ve içi su dolu damlataş havuzları da yer alıyor.
Cehennemağzı Mağaraları
Ereğli ilçesine bağlı İnönü Mahallesi’nde yer alan Cehennemağzı Mağaraları, Zonguldak il merkezine 50 km mesafede konumlanıyor. Antik dönemde ”Acheron Vadisi” olarak bilinen bu bölge, günümüzde Ereğli
Müzesi’ne bağlı ören yeri olarak faaliyet gösteriyor. Eski adı ”kutsal su” anlamına gelen ”Ayazma” olarak bilinen bu yer, yan yana sıralanmış üç mağaradan oluşuyor.
Birinci mağaranın birinci bölümünde; zemin orijinal bitki ve geometri motifli mozaik ile döşeliyken, ikinci bölümünde ise; duvarda küçük bir apsis açılı ve önünde kademeli basamaklar bulunur. Mağaranın, çok eski zamanlarda bir Hristiyan Kilisesi olduğunu ve Hristiyanlığın yayıldığı ilk zamanlarda gizli ibadet yeri olarak kullanıldığını da belirtelim. 
Yöre halkı tarafından Koca Yusuf Mağarası olarak adlandırılan ikinci mağara, 10-12 metre yükseklikteki bir yamaç üzerinde yer alıyor. Bu yamaç üzerindeki dar alandan giriş yapılan mağaraya, 3 basamaklı dikey bir merdivenden inerek ulaşılıyor. Mağaranın bir kısmı dağın içine doğru devam ediyor. Geçmişte tavandan düşen bir kaya, yolu kapattığı için sadece 350 metreye kadar gidilebiliyor. İki fil ayağı ile desteklenen mağara, 400 metrekarelik bir alanı kaplıyor. Yüz ölçümü bakımından en geniş olan üçüncü mağaranın ise, zemini taban suyuyla kaplıdır ve diğer mağaralara su sarnıcı görevi görür.
